7 Ekim 2013 Pazartesi

Benim Lavanta Kokulu Nedimelerim Düğünden Detaylar 2



Herşeyin kendi doğası içinde gerçekleştiği anlar vardır ya, hani rüzgar eser, saçınızdaki toka düşer, saçlarınız savrulur, tam o sırada gözünüzün önüne gelen saçlarınızı almaya çalışırken elinizdeki -her neyse- yere düşer.
Size yardımcı olan yakışıklıyla tanışırsınız ya da o çaresizliğinizde size yardım etmek yerine sizi gülerek belgeleyen arkadaşınıza o an kızgın bir bakış atarken daha sonra o fotoğrafa baktığınızda arkadaşınıza minnet duyacağınız bir kare çıkmıştır.

Konsepti oluştururken neyi ne kadar kullanacağımdan emindim. Ancak bazı şeyler ortamın doğasıyla kendini gösterdi. 
Ahşabın dayanıklılığını porselenin kırılganlığıyla dengeledim. Böylece içten içe doğadaki dişi ve erkeğin dengesini de gözler önüne sermek istedim. 
Sanırım başarılı oldum. :)

 Sandalye ve masa süslemelerinde kullandığım lavanta çelenglerinin hepsini tek örnek yapmayarak da çok doğru bir karar verdiğimi fotoğrafları incelerken bir kez daha anlıyorum. Hem bir ahenk hem de sıradanlıktan uzak bir seramoni var :)



Benim Lavanta Kokulu Nedimelerim: Düğünden Detaylar 1


İstek üzerine elimdeki diğer fotoğraflardan uygun olanları da yayınlayalım dedim :)
Daha öncede bahsettiğimiz gibi düğün romantik bir Kır Düğünü konseptiydi. Tema da ise Lavanta kullanıldı. Sandalye,  Masa gibi gereçlerde kullandığımız lavantadan yapılan çelenkleri; nedimelerin el çiçekleri ve saç aksesuarları tamamlarken, diğer aksesuar seçimlerinde ve renklerde kullandığımız beyaz / bej tonlarıyla birleştirdiğimiz kır çiçekleri ve yaban güllerini de gelinimizin el çiçeğiyle tamamlamayı tercih ettim Böylece hem bir uyum sağlamış oldum hem de çok fazla aynı şeyleri tekrarlamaktan kaçındım. 
Aynı zamanda mekana getirilen buhar makinesine eklenen lavanta esansı ile arada verilen buharla etrafın miss gibi lavanta kokmasını sağlayarak gerçekten bahsetmiş olduğum, misss gibi lavanta kokan bir düğüne imza atmış olduk.

2 Ekim 2013 Çarşamba

Benim Lavanta Kokulu Nedimelerim

 Bir düğün çok şey demektir gerçekten üzerinde çalışanlar için, gelin için, damat için, aileler için, arkadaşlar için, ve nedimeler için...
Nedimeler... Onlar benim düğünümün baştacıydı. Eminim sizlerin düğününüzünde öyledir. Sizlerle düğün boyunca tüm "en"leri onlar yaşar. Sizinle en çok gülen, ağlayan, koşuşturan,oynayan onlardır. Ve düğün sonrası kritiğini yaparken sizinle aynı kelimeleri kullanırlar "düğüne dair hiçbirşey hatırlamıyorum sadece çok oynadım galibaaa..." :) 
Fotoğraflar için Canan - Suat çiftine çok teşekkür ediyorum. Aslında onların yakın dostu Seçil'e teşekkür ediyorum. :) Düğün hazırlıkları sırasında bıkmadan beni de çektiği için :) ama hayır burda yayınlamayı düşünmüyorum :) 


 

Düğün; Suat Bey'in Ailesinin çiftlik evinde gerçekleşti.
Bu nedenle temamız kır düğünüydü. 
Yazın ortasında o kadar güzel bir hava vardı ki akşam üstümüze kazaklarımızı alarak eğlencemize devam ettik :) 
Gelelim Tema Belirleme ayrıntılarına. 
Çiftlik o kadar güzel ve doğal bir havaya sahipti ki Suat Bey'e masa ve sandalyeleri beyaza boyayalım mı diye sorduğumda yüzündeki kocaman gülümsemeyle -"kurur mu sence" demesi. Bana bir kez daha doğru insanlarla olduğumu hissettirdi :)
Tak kat beyaz bir boya kullandık doğal ahşap olan sandalye ve masaların üstüne. Ufak altın yaldız eskitme dokunuşlarla mükemmel bir görüntü elde ettik. Hemen sandalyelere minderler almaya giriştik (aslında benim fikrim yaptırma yönündeydi ama zaman kısıtlı olunca, satın aldık) fena da olmadı rengarenk minderler kullandık. Burda amaç ana temayı bozmamak.
 Lavanta:  Herşey lavanta olsun istemiştik. Her yer miss gibi lavanta kokmalı, lavanta rengi olmalıydı. 
Nedimeler gerçekten inanılmazdı. "Aynı elbiseyi giyer misiniz" diye sorduğumda. "süpeerr" diye bir ağızdan bağırabilecek kadar çılgın ama beni alışverişte hiç üzmeyecek kadar olgun. :) Elbiseleri -şansımızda yaver giderek- çok kısa sürede bulduk. Ufak tefek tadilatlarla son hallerini aldılar. Ben yinede- gönlüm razı olmadığı için - minik değişiklikler yaptırdım elbiselerde. 6 Nedimemiz vardı. Benimle de 7 :) Evet nedime oldum :) -evli bir nedime:)- 

                 

Canan Hanım için hazırladığım gelin çiçeği. Aslında biz iki buket hazırladık. :) Bir diğeri de hem fotoğraflarda değişiklik olsun diye hem de nedimelere ayıp olmasın, onlardan birinin de çok değerli güzel bir buketi olsun diye. :)
Gelelim üstteki buketimize; bukette kullanılan lavantalar ve güller gerçek değil. Ancak gerçek gibi durmalarını sağlamak adına hem çiçeklerimi en iyilerinden seçerim hem de tabi benimde sırlarım var :)



Ve gelelim benim güzel çiftime :) Bu fotoğrafı neden seçtiğime gelince Suat Bey bana kızabilir ama Canan Hanım bu fotoğrafı çok seviyor :)
Ben de ikinizi çok sevdim. En kısa sürede görüşmek dileğiyle... Mutluluklar...



23 Eylül 2013 Pazartesi

Atölye Açılıyor:)



   Huris Tasarım Atölyesi, 10 yıl kadar önce; çok sevdiğim arkadaşımın düğünü sırasında çıkan aksilik yüzünden organizasyon şirketi olmadan öylece kala kalmışken, bana "neden sen organize etmiyorsun" demesiyle ortaya çıkan ve düğün sonrası irili ufaklı işler alarak bu günlere getirdiğim atölyemdir :)

   Adının bu süreç içerisinde Huris Tasarım Atölyesi olması hiç düşünülmemiş hep farklı isimler denenmiş, ortaklıklara girilmiş ama sonunda doğru yol bulunmuştur.
   
   Ve atölye sizin hayallerinizi de gerçekleştirmek için artık bir tık ötenizde... Hayat yolunuzda yüzünüzü güldürecek ufacık bir duraksama yaşatabilmek için :)

19 Eylül 2013 Perşembe

Gelin Adayları için Düğün Günü Kurtarıcı Önerilerim

   Aslında şu anda moral olarak dibe vurdum.
   Yazıp Yazmama konusunda bile yeni flörte başlamış genç kız gibi cilveleşmekteyim. 
   O kadar güzel bir yazı hazırlamışken size, elimin ayarı kaçtı siliverdim :s
   O nedenle, artık bu ikinci nüshayla idare edeceksiniz; yapacak bişey yok.
   Neyse hadi başlayalım o zaman da bir an önce bitsin.
   Öncelikle ben evlenirken ıvır zıvırıyıdı, aksesuarıydı, moraliydi, koşuşturmacasıydı işleriyle ilgilenen bir nedimem olduğu için çok şanslıydım ve hatta neredeyse evlilik hazırlığı yapıldığını bile hiç hissetmedim diyebilirim. Bu nedenle size tavsiyem düğün öncesi iyi bir dost edinin. 
   Şaka falan yapmıyorum ciddiyim. İyi bir dost iyi bir baş nedime demektir. İyi bir baş nedime de mükemmel bir düğün partisinin temellerinin atılması demektir. Yalnız dikkat mıymıntı pısırık bişeyde olmasın hiçbir işinize yaramayacağı gibi bir de siz onu çekip çevirmek zorunda kalmayın.
   Bu iş tamamsa gelelim ikinci meseleye;

DÜĞÜNDEN BİR GÜN ÖNCE:
   Erken yatın. Demiyeceğim. Korkmayın! İstesenizde pek mümkün olmuyor o zaten. Ben nerdeyse bir şişe Pasiflorayı devirdiğim halde olmamışdı :( - gerçi benimki pek heyecan kökenli değildi belirtmek isterim.              Oldum olası hegemonik şeylere takıntılıyım soyadımın kimliğimin falan değişmesini pek hazmedemiyordum ki hala edemedim -
   Siz artık kendinize göre ayarlama yapın. Tv mi izlersiniz, dizi mi takılırsınız, film mi alırsınız, dergi - kitap mı karıştırırsınız orasını bilemem. Yapın işte bişeyler. Geçmez onca saat benden söylemesi. Planlamanızı iyi yapın ama cilt bakımı, tırnak bakımı, vücut bakımı gibi işler bugüne ait halledin hepsini. Sonra düğün günü vay tırnağım çentik çentik nasıl yetişecek, bacaklarımda çok kötü durumda falan yok yani olmazz!
   Ama bakın uyarıyorum. O gece ağzınıza bir lokma dahi bişey sokmayın. Bak çok samimiyim. YEMEYİN!
   Sabredin. İki gün aç kalın. Ama o gelinlik için koccaman şiş bir göbekle gezinmeyin. Hayır benim için "no problem" diyor olabilirsiniz ama inanın izleyiciler ve sonra o fotoğraflara bakacaklar için "var problem" 
Lütfen! Rica ediyorum.

DÜĞÜN SABAHI:
   Erken yattık ya erkencikten de kalkacağız artık :) E mecbuuur erken kalkacağız. Baktın surat surat değil. Sirke misali tavsiyem: Yaz bir tarafa; akşamdan dondurucuda dondurduğun elma sirkesi tabletini yüzünde bir gezdir bakalım nasıl oluyor o cilt :) Bir de üstüne Evigen ampul kırıp sür ohhh miss gibi. Hadi bu da benden sana kıyak olsunn :) Kimseye de söyleme :)
   Kahvaltı yap diyeceğim ama emin değilim yapabileceğinden hem zaten çok da yeme karnın şişer. Bir bardak taze meyve suyu bir de yarım tost işini görür. -ben onu bile yemeden saat sabahın dokuzunda dooooğru makyaja - 
   Düğün günü fotoğraf çekiminde varsa eğer zaten zaman çok hızlı geçer. Makyajdı, saçındı, giyinmendi, çekimdi derken mekandasın :)
Bu arada bir nacizane tavsiyem daha o boyalı yüzünü yapılı saçını bozmak istemiyorsan t- shirt giyip de kuaföre gitme tatlım ! 

ETİKET FACİASI:
   Hiçbir kadının böyle bir hataya düşeceğini düşünmemekle birlikte yinede hatırlatma yapma gereğini kendime borç biliyorum. Düğün günü giyeceğin her ürünün etiketini çıkarmayı sakın UNUTMA!
Yani dans ederken veya salona girerken eteğini kaldırdığında ayakkabının altından, ayakkabını ne kadara aldığımızı okumamızı istemezsin öyle değil mi? Gerçi diyorum ya ben bu hatayı hemcinslerimden beklemiyorum ancak öyle bir günden bahsediyoruz ki dikkat eşiğimiz minimum düzeydedir. Ve bu nedenle olmadık şeyler gözümüzden kaçar. Benim; tek taşımın yanına taktığım beş taşım varken, diğer elimde salak salak duran yeşil alyansım gibi. (Iğğğyy ne kadar iğretiii bu benim gözümden nasıl kaçtı :( )
   Sevgili Gelin adaylarım siz bu hatalara düşmeyin diye tüm çabam, gayretim. Emin olun.
Bir de unutmadan mutlaka gelinliğiniz hazır ise etiketini, gelinliğinizi altında kullanacağınız iç çamaşırlarınızın etiketlerini daha önceden ürünleri deneyerek kontrol edin ki bir batma rahatsız etme durumu varsa önlemini alın. Yoksa düğün günü gereksiz ve yersiz kıpırdanmalarınız sizi garip bir duruma düşürebilir. Kimi kandırıyoruz ki çok komik olursunuz işte :) :)
   A bu arada lütfen müstakbel eşlerinizin ayakkabılarının altlarınıda kontrol etmeyi unutmayınız! ( bana çok dua edeceksiniz biliyorum :) )

ACİL DURUM ÇANTASI:
   Baş nedimeniz,kız kardeşiniz veya annenizin yanında taşıması gereken en önemli şey.İçinde neler mi var. 
Başlıyorum:
1) Bebek Pudrası ( Neden mi? E gelinliğin için. Yemek döktün nolcak? biraz su damlat üstünede pudra. Kapişş! )
2) Seyehat Boyu saç spreyi ( makyajını sabitlemek içinde ideal )
3) Dedorant (damatı da düşünmen lazım öyle değil mi!)
4) El kremi, tel toka
5) Düz Taban bir ayakkabı ( yorulacaksın, ayakların ağrıyacak ve hatta belkide ayakkabının topuğu kırılacak. Sen temkinli ol da )
6) Kocacığın için yedek atlet ve gömlek ( adamm mutlu kızım seni almışş yerinde duramıyoo, terliyecek :) )
7) Ağrı kesici, mide ilacı, yara bandı, boğaz pastili
8) Gelinlik ve damatlık ile aynı renkte ip ve iğne, çengel iğne
9) Parfümün, rujun

   Bu liste uzarda uzar ama bana kalırsa en önemlileri bunlar yine sizinde aklınıza gelen önemli dedikleriniz olursa lütfen yazın. 

FOTOĞRAF ÇEKİMİ:
   Bana göre düğün denilince oluşturulması gereken en önemli ilk 5 listesinin 1 numarası Fotoğraf Çekimi.
Henüz evleneli 1 yıl oldu ama düğünümle ilgili pek bir şey hatırladığımı söyleyemeyeceğim. Ama fotoğraf çekimim sırasındaki keyifli saatleri ve fotoğraflarıma baktığımda dostlarım, arkadaşlarım ve canım aşkımla ne kadar da mutlu bir gün geçirdiğimizi gördükçe nasılda doğru bir karar vermişim diyorum. ( düğün mekanına 21:30 gibi gidebildik de. 
Fotoğraflarınız önemlidir, onlar sizin o an neler hissettiğinizi, nasıl bir gelin ve damat olduğunuzu, karakterinizi ortaya koyar. Önem verin!

GELİN AKSESUARLARI:
   Önemli listemin 2. sırasına da geldik işte.
Gelin çiçeğim, Duvağım, takılarım, ayakkabım, herrşeyim... Onlar beni  ben yapan şeyler. Biz genelde toplum olarak gelinlikde beyaz rengini tercih ederiz e hepimiz beyaz ise kendimizi nasıl ifade edeceğiz? İşte burada aksesuarların önemi devreye giriyor. Çiçeğinizin rengi yada renkleri... Duvak boyunuz... Gelinlik modeliniz... 
Hadi bakalım. 

NİKAH HATIRALIKLARI:
3. önemlimiz :)
   Hatıralıklar, bizim misafirlerimize verdiğimiz değeri gösterir, ve tabi kendimize verdiğimiz değeri de...
Ülkemizde hatıralıklar hala düğün törenlerinde hak ettikleri muameleyi görmemekteler ama sanırım bunu da yeni nesil kırıyor. Biz daha bir ince, daha bir düşünceli miyiz neyiz beaa :)

Bu yazı bu kadar olsun. Yeter bittim. Sizde fikirlerinizi yazın:)